15 Kasım 2011 Salı

16 kasım yatsı - Namazın en mucizevi sırrı nefse yöneliktir.


Namazın en mucizevi sırrı nefse yöneliktir. 
Bir türlü dizgine gelmeyen nefs, okunan Fatihanın şifa sırrı ile çirkinliklerden kurtulur. 
Secdede o menhus gururunu kırar, insana yakışan çizgiye gelir. 
Nefsin, namazın bu esrarlı sırrında ulaştığı hidayeti sürdürebilmesi için infak etmesi mecburidir. 
Aksi takdirde namazın insana sağladığı yücelme, devamlılığını kaybeder. 

İmanı saksıda açan bir çiçeğe benzetirler. 
Namaz ona verilen suya, infak ise ışığa benzer. 
Su ve ışıktan mahrum çicek nasıl kurumaya mahkumsa; namaz ve infakdan mahrum insan da sönmeye mahkumdur. 
Ne’ var ki insanın nefsi, imandaki bu sönüşü uzun süre saklar. 
İman ettiği halde ibadete yanaşmayan insan, işin farkına çok defa iş işten geçtikten sonra varır.
İnsan nefsi, ibadete bir türlü yanaşmadığı gibi, insanı ondan tamamen uzaklaştırmak için de çeşitli mazeretler bulur. 
Ve özellikle ibadet eden bazı kişilerin ibadetle yücelmediğini göstererek bu tuzağı hazırlar. 
Bu hususu iki noktada cevaplamak gerekir.
a- Bir insan ibadet ettiği halde yücelemiyorsa, bir şeyi eksik yapıyordur. Mesela namaz kılıyor, fakat infak etmiyordur.
b- Bir kimse askeri eğitim gördüğü halde savaşta yenilirse; bu insan örnek alınıp da, askeri okullar kapatılsın, denemez. Aynen bunun gibi, ibadetle yücelmediğini sandığımız kişilere bakarak ibadetten vazgeçilemez.

Hiç yorum yok: