12 Kasım 2011 Cumartesi

13 kasım ikindi - Namazda Kıyam Vuslat Öncesi Bekleyiştir


Namazda Kıyam Vuslat Öncesi Bekleyiştir

İmam Gazzâlî (rh.a) sufilerin yolunun dört temel ilke üzerine kurulu olduğunu dile getirir. Bunlar: İctihad (çaba, gayret), sülûk (yola girme), seyr (yolda ilerleme) ve tayrdır (uçar gibi gitme). İmam Gazzâlî’ye göre: “İctihad, İslam’ın hakikatlerini; sülûk imanın hakikatlerini ve seyr de ihsanın hakikatlerini gerçekleştirmektir. Tayr ise Allah Teâlâ’nın lütuf ve ihsanıyla marifetullaha cezbedilmektir.”6 İşte bu cezbe anı kulun kendi varlığından tamamen soyutlanıp sıyrıldığı bir andır ve vuslattır. Vuslat anı ise kalbin cemâlullahı müşahedesi ile süslenir.

İmam Gazzâlî bu dört ilkeyi daha anlaşılır kılmak için şöyle bir benzetme yapar:

“Abdest için istinca ne ise sülûk için de ictihad odur. Nasıl istinca olmadan abdest olmazsa ictihadı olmayanın da sülûku olmaz. Namaz için abdest ne ise seyr için de sülûk odur. Nasıl abdest olmadan namaz olmazsa sülûku olmayanın da seyri olmaz. Bundan sonra ise tayr gelir ve bu da vuslattır.”7

Burada İmam Gazzâlî, tayr için bir benzetme yapmamış. Fakat konumuzla da bağlantı kurarak benzetmeyi şöyle sürdürmek mümkündür: “Yine namaz için kıyam ne ise tayr için de seyr odur. Nasıl kıyam olmadan namaz olmazsa seyri olmayanın da tayrı olmaz.”

İşte kıyam, her şeyin mutlak sahibi olan Allah Teâlâ’nın huzuruna kabul edilmek için kapının eşiğinde boynu bükük, gönlü buruk, korku ve ümit arasında bir bekleyiştir. Bu bekleyişin neticesi ise vuslattır. Çünkü kıyamda kıraat (kelamullahı okuyup Allah Teâlâ ile konuşma) vardır. “Oku ve yücel!” fermanı bize de yöneldiği için kıraat bir yüceliştir. Yücelişin neticesi yakınlık, yakınlığın meyvesi ise vuslat olacaktır.

Hiç yorum yok: