18 Ağustos 2011 Perşembe

19 ağustos ikindi - şadırvan

ŞADIRVAN
 
Yolculuk var… Uzunca bir yolculuk…

Bu uzun yolculuğa çıkmadan önce, abdest almak lazım adabınca, diyorlar.
Şadırvanın ecdat yadigârı olduğunu biliyorum. Mübarek su, dalga dalga ahengiyle, sesindeki ilahi musikiyi meşkeder ruhlara...
Teşbihte hata olmaz derler ya, şadırvan bir yanıyla İnsan-ı Kâmil gibi hayat serpiştirir çeşmelerinden.
Şadırvanın soğuk ve berrak sularıyla şöyle güzel bir abdest alayım da yola koyulayım diyorum; “daha çok gençsin” diyor ensemde fısıldayan…

Görüyorsun değilmi, kâbuslar nasılda ensemde koza pişiriyor. Bu musallat olanda nedir bana? “Modern zamanlar” diyorlar. İşte, bu benim cellâdım olsa gerek.

“Modern zamanlar” derken, maalesef uymadı bu elbise bize, çok yabancı. Maskeli balodaymışız gibi…
Tahrip edilmiş ruhların gıcırtısı kemiriyor beyinleri duyuyor musun?… Akıl almaz, çılgınca ihtiraslar, köşe kapmaca, şehvetperest aldanışlar vs. Toy zamanlarımın tozlanıp kaldığı böyle anlarda, “Bir şadırvan bulup yıkanmak gerek” diyorum.
Bu çılgın ritimlerin aksine, yüreğimin kudümüne eşlik edecek, beni bu zaman boyutunun dışına, yani kadim zamanlara doğru taşıyacak dermanım var mı ki? Duyuyor musun, böyle zamanlarda “Dur!” diyor zaman!...
Bu ihtara uyayım diyorum. “Dur!” ihtarına uymayanlar, bu kadim, muhteşem tarihi duruşu görmezden gelenlerdir ancak. Başka ne olabilir ki?

Bu çılgınlıklar yetmiyormuş gibi, bir de tüketim çılgınlığında talan olan nice yanlarım var. Bu da cabası… “Bu talanda yağmalanan o kadar çoktan sonra, gizlersen, tutarsan bir nefesini bir gözyaşını, olacağı budur” diyorlar.
Şimdi diyorum ki “Bekleyin beni dertlerim, umutlarım, hüzünlerim, size kalburla su taşımaya gidiyorum şadırvandan.” Suyu çekilmediyse eğer.
Görüyorsun ya “modern zamanlar” gönül kabımı nasılda delik deşik etmiş.

Şadırvan bir insan-ı kâmil,
İnsan-ı kâmil bir şadırvan.

Söz İnsan-ı Kâmil olunca, yani Ehlullah denince, işte, ümidimin yeşerdiği radde.
Onun membaı, muhabbetullah...

Sular akar pınarından, suvarır gelenleri her çağda. Duruşu, kadim medeniyetten, “modern zamanlara” dirayettir.
Destur versin erenler!
Şu genzi yakan mazgalları kapatayım da şadırvanın sesi duyulsun bir nebze…
ZEKERİYA MARAL

Hiç yorum yok: