16 Ağustos 2011 Salı

17 ağustos öğle - ne zaman



Bir Fransız yahut bir İngiliz'le görüşmek için randevu aldığınız da size "13:40,15:50" gibi rakamlar söyleyecektir,çünkü onun her saniyesi kıymetlidir. Batılıyı Batılı yapan budur.Onun tüm dakikaları işine göre hesaplanır.

Oysa biz müslümanlar,tüm dakikalarımızı kul olduğumuz Allah'a göre ayarlamıyoruz. Kapitalizmin tanrısının kulları sâdık,günahsız,dürüst,istikamet sahibi.. Biz ise Rabbimize nankörlükten yorgun..

Biriyle randevulaşırken "Öğlen namazından sonra,ikindiden önce.." gibi bir cümleyi başa alırsak gündelik hayatımızı İslâm'a göre ayarlamakla kalmaz,münafıklıktan da kurtulmuş oluruz.. Dünyayı da dünyanın kazançlarını ve ilişkilerini de ikinci plana atmak ancak böyle mümkün olacaktır..

- Efendim,ihale dosyası tamam ne zaman bir araya gelip imzalayalım ?

-Öğlen namazından sonra benim büroda..

Randevularda göstereceğimiz tavır eğer böyle yazdığım diyalogdaki gibi olursa taşlar yerine oturur ! Randevuların namaza göre ayarlanmasında kulun nezaketi de söz konusudur. "Şu namazdan sonra" ya da "önce" denilirken bütün işlerde ve adımlarda Allah'ı unutmamış bir de karşıdaki insana hatırlatarak çaktırmadan tebliğ vazifesini yerine geitrmiş oluyorsunuz..

Namaz saatlerine göre verilen randevular kimin patron olduğunu göstecektir.. Az şey değil doğrusu..

Elbette ki Allah'ın da hoşuna gidecektir bu tutum ve cennetini biraz daha genişletecektir insanoğlunun, O ki bahaneye bakıyor rahmet kapılarını açmak için, biraz kafayı çalıştıravbilsek kazanan biz olacağız inşaallah..

Ah kafa,ah aptal kafa ah !...
...
Bülent Akyürek

Hiç yorum yok: