Namaza Davet Bir Sabır Eylemidir
Ümit Şahin
“Ey iman edenler! Sabır ve Namaz ile Allah’tan yardım isteyin, şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”⁶
Sabır zora ve acıya katlanmak, sebat etmek, göğüs germek, telaşa kapılmaksızın karşı koyak ve mücadele etmeyi ifade eder. Namaz bu anlamıyla bir davetçinin Allah’a olan münacatında başvuracağı en etkili yoldur. Çünkü namaz sabrı tetikler ve kişiyi azmettirir. Davasına karşı azmeder, davetine karşı azmeder, yenileceğini anlasa bile mükâfatın Allah’tan geleceğini bilerek mücadelesine karşı azmeder. Kişiyi bir çınar ağacı misali yüceltir, güçlendirir ve dinamizm katar. Aynı zaman da vesveseler ve denenmelerde bu gücü elde etme yolunda bizim en çok karşılaşacağımız azıklarımız olur. Her denenme bizi güçlendiren bir olgunlaşma aracıdır. Hz. Eyüp (as) gibi! Ne zaman ki Rabbimizin zikrinden geri duracağımızı hissedersek, o zaman “Bittim Allah’ım!” deriz ki, o zaten Allah’ın kuluna “Yettim Ey Kulum!” dediği andır. İster Resuller, ister İslâm davetçileri… Allah'ın mesajını insanlara ulaştırmaya çalışırken kesinlikle insanların karşı tepkilerini alacaklardır. Bundan dolayı tebligatın insanlığa ulaştırılması sabır, fedakârlık, hoşgörü, yumuşaklık, merhamet ve kaynaşmayı gerekli kılmaktadır.
Nitekim Kur’an, bütün peygamberlerin bu niteliklerle donatılmış olduklarını bize açıkça beyan etmektedir. Bu nitelikli iki kelimeyle ifade edilirse şunu söylemek gerekir: Sabır ve merhamet tebliğin hedefine varmasında en önemli unsurlardır. Toplumsal değişimin gerçekleşmesi için tebliğde bulunmak her Müslüman’ın görevidir, bunun içinse sabır ve azme ihtiyaç duyulmakladır. Sabır, tebliğ sırasında gelişen tüm olaylara karşı direnmek, böylece ruhen ve bedenen huzur bulmaktır. Dünyada en çok sabra ihtiyacı olan kimse İslâm’ı tebliğ eden davetçilerdir. Bu yolda sabredenleri Allah, toplumda örnek ve İslâmî mücadeleyi sürdürecek önderler kılar. Belli bir gayeyi gerçekleştirmek isteyenlerin sürekli hareket içerisinde olmaları gerekir. Hareket de sabretmeyi, bela ve musibetlere katlanmayı, onlara karşı direnmeyi, hedeflediğini gerçekleştirebilmek için kararlı olmayı gerektirir Bu sebeple, hareket içerisinde olmak sabrı gerektirir.⁷
Namaza devam etmenin bir sabır sınavı olmasının yanında, namaza davet etmekte ayrı ve uzun bir sabrı gerektiren bir eylemdir. Özellikle “Ben Müslümanlardanım!” demesine rağmen Müslümanın en büyük nişanesi olan namazdan uzak olan bir toplumda bu daha da zor olsa gerektir. Allah’ın dinini yaşarken sabrın sebatın önemi çok büyüktür. Davet merhalesinde de eğer aceleci olarak İslâm’ın yaşama merhalelerini insana aktarmada aceleci olursak namaz kılan münafıkları türetiriz. Bizimle iken namazda, ayrıldığı zaman başka dünyalarda nice insanlar İslâm’ın ön gördüğü “insan modeli”ne taban tabana zıttırlar. Nasıl ki, neden örtündüğünü bilmeden örtünenlerin en ufak bir müdahalede başlarını açması İslâmî nizamla uyuşmuyorsa, neden namaz kıldığını bilmeden kılanlar da İslâm dışı bir anlayış içerisinde olurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder