29 Aralık 2011 Perşembe
29 Aralık ikindi - Namaz ve sırlı güzellikleri Ahmed İhsan Genç’ten Açık Mektuplar Serisi
Ahmed İhsan Genç’ten Açık Mektuplar Serisi
Mektup No:234
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّه
Size şimdi farîza-i din olan NAMAZ ile kucaklaşmış, bu suretle namazın bereketinden feyizlenmeye, nurlanmaya başlamış bir kardeşim olarak hitap etmek istiyorum.
Dinini sığ malumatların üstüne çıkarak hakikatiyle öğrenip kavramak azminde olan mü'minler bilirler ki, ALLAH’IN kitabında NAMAZ için SALÂT deniyor.. Salâtın en muhteşem, en doyurucu, en câzib ve en zengin manası ise rahmettir. Cenâb-ı Hakk kuluna bu ibadeti emretmesiyle rahmetinin kapısını açıyor. İhtiyâren (iradî olarak) bu ubudiyet vazifesine koşan kimse nasıl feyizlere, bereketlere, hayırlara, nurlara mazhar olabiliyorsa bu namaz olan mükellefiyetinden gâfil olanlar vazifesini ihmâl veya terk edenler hakikaten Rahmanın Rahîmiyetinden cilvelenen rahmetten uzak düşüyor. Bu kadar şumûllü olan, her hayat sahibinin hakiki saadetinin medârı hayâtının hayâtı ve direği olan namaza hangi akıl ile lakayd kalınabilir. Manevî gözleri kör olanlar namazdaki güzellikleri görmüyorlar. Allah öylelerine basiret versin, nur-u basiretle onları hilkatlerinin gayesine yönlendirsin.
Kardeşim,
Daha önceki bir mektupta namaz için insaniyetin kemâline ve Allah’ın rızasına yol almak manasında “Tarîk-ı Salât” diye isim vermiştim... Yani, namaz her mü'min için gereken teyakkuza sahip olduğu müddetçe bir tarik olacak, umum kemâlat yollarında onu koşturacak, sırr-ı salâta erdirmekle gerçek visali ve likayı bulduracaktır, demiştim. Bu davet olunduğumuz ibadete zannederim ki böyle bir nazarla bakmak bizler için çok istifadeli ve çekici olacak. Her namaz davetinde davet öncesi hazırlıklı bulunarak ilahî divana el bağlamak için koşacağız.
Cenâb-ı Allah’ın bir kulunu namaz tarikiyle bağlaması, o ibadeti o kuluna sevdirmesi ve her namaz için heyecanla koşturması, şevkle o ubudiyeti yerine getirebilmesi elbette imandan sonra en azametli bir nimettir. Bizler eğer şuurumuzu kaybetmemiş insanlar olabildikse namazla mükellef kılınışımızdan ve davet edilişimizden sebeple Allah’a hamd ü sena etmeliyiz. Zannederim ki namazımızın özellik ve güzelliklerini yazıp söylemekle bitiremeyiz. Özet olarak namazsızlığı rahmetten, hayırdan, her türlü iyilik ve güzelliklerden mahrumiyet olarak söylüyorum. Akılsızların en akılsızı doğrudan doğruya daimî bir cinnet sahibi olmayan kimse namazla irtibatını kesmez. Cenab-ı Rahîm gecede gündüzde seferde hazarda, sağlıkta hastalıkta, varlıkta ve yoklukta, fakirlikte zenginlikte, gençlikte yaşlılıkta bizleri namazdan kopmuş olanlardan uzak bulundursun.
Kardeşim, namaz deyince üç beş cümle ile ifade edilmesi zor, sırlarının zenginliği bakımından bir denize dalmak gibi büyük bir işle karşılaşıyoruz.
Bilvesile selam ve dualarımı arz ederim.
Kardeşiniz Ahmed İhsan Genç
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder