Namazımız hayattamı
Namaz hayata galip gelmezse, hayat namaza galip gelir.
Hayat namaza galip gelince namaz hayat olmaz ve hayat bulmaz.
Namazın huşuuna engel olan sebepleri namazın içinden çok dışında aramalı.
Huşu ve hudu namaza ilişkin iki önemli kavram. Bu kavramların künhüne vakıf olunursa mesele anlaşılır Allahu alem. Huşu zarfın içindeki mektupla alakalı, hudu ise zarfla alakalı. Bu bir görüşe göre. Bir diğer görüşe göre ikisi de zarf ile değil mazruf ile ilgili kavram. Bu daha doğruya yakın. Huşu ve hudu akleden kalbin namaz kılmasıdır. Eğer akleden kalb namaz kılarsa, beden ona katılır ve bedenin rükua eğilmesi kalbin rükuunun bir sonucu olur. Bedenin secdeye varması, akleden kalbin secdesinin zorunlu bir sonucu olur. Böyle bir namaz everest tepesine tırmanmaktan daha kolay değildir, biliyorum. Zira 7000 metre irtifaya tırmanmak nasıl öyle bir seferde, bir anda olmayıp uzun bir antrenman, nefes talimi, her irtifada kan dolaşımı ve solunum sistemini alıştırmak için belli müddet kalma ve her rakımda bedenin uyumunu sağlama şartlarını içeriyorsa, sonsuz irtifaya tırmanma miracı olan namazın gerçekleşmesi de manevi solunum ve kan dolaşımı sisteminin uyumu şarttır.
Bu vadide söz bitmez.
Rabbim namazı hayatımızın omurgası kılsın.
Vesselam
Mustafa İslamoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder