23 Aralık 2011 Cuma

22 aralık sabah


Vurgun gece gönül yaşıma ilişti
Hasretimde en ulvi dorukta idi
Ve akıttım yaşımı seccademe
Gönül verdim de gönül aldım
Her gece üzerindeki alış-verişimde
Mevsim ötesi destanında
Uyanış harikası miftahında
Açtım hazinemi iki rekatla
Vardım bana en yakın olan
An’daki an’a!…

Konum bir birliğe çağrışım
Aşılamaz gibi görünen sorunlar aksak bir kayıt
Kurtlar sofrasında yamyamlar
Ve özgürlük adına uykusundan uyanamayanlar!

İbret alınmadı o cesetten
Son an’a bırakıldı tevbeler
Düşünülmedi
Düşürüldü hayaller
Firuze bir çiçekle
İçten bir içtenlikle
Herşeyi bir kenara atıp
Masumca bir boyun büküşle
Gidilmedi secdeye
Ya da ‘af‘ denildi hasrete!…

Konum bir birliğe çağrışım
Aşılamaz gibi görünen sorunlar aksak bir kayıt
Kurtlar sofrasında yamyamlar
Ve özgürlük adına artık özgür olanlar!

Bitmişti artık bu dünyadaki zamanı
Yitmişti yittikleri
Gitmişti
Yani görev sona ermiş
Zamanın zamanıyla beraber
Kendi de vuslata ermişti
Lal bir sevgili
Susamış bir gönül
Ve aşka dair çarpan gönlüyle
Secdede can vermişti!…

Ne mutlu ‘O‘ kişiye ki; özgürlüğünde asıl özgürlükle özgür oldu…
Ne bahtsız ‘O‘ kişiye ki; özgürlük sandığı tutsaklarda boğuldu…

Seher Ortaöner / http://seherevurgun.blogcu.com/

Hiç yorum yok: