28 Aralık 2011 Çarşamba
28 Aralık akşam - Fussilet 44 ve diğerleri
12/Yusuf 2 Biz onu, anlayasınız diye, Arapça bir Kuran olarak indirdik.
Arapça kutsal olduğu için değil, ANLAYASINIZ DİYE bu kadar basit, Anlıyalım diye türkçe meal okumalıyız namazda, anlamıyorsak okunanın okunması anlamsız kalır, ne kadar anlamsız bir şey, okuyorsun fakat okumuyorsun, çünkü okumanın içinde anlamak anlamıda var, namazda tilavetin anlamadan okumanın, aktarmanın ne anlamı var? kime neyi tilavet ediyorsun? yapman gereken okuma tertilen okumadır, anlaya anlaya, sindire sindire, düşüne düşüne bu yüzden Arapça Kuran olarak indirildi, anlaşılsın diye, düşünülsün diye ve tam da bu yüzden Namazda Arapça kuran okumak anlamsız, bu yüzden Türkçe kuran okumak gerekli, elzem, olmazsa olmaz, Türkçe kuran farz çünkü kıraat farz,
42/Şura 7 Böylece şehirlerin anası olan Mekke'de ve çevresinde bulunanları uyarman, şüphe götürmeyen toplanma günü ile uyarman için sana Arapça okunan bir Kitap vahyettik. İnsanların bir takımı cennete, bir takımı da çılgın alevli cehenneme girer.
Mekke ve çevresi Arapça konuştuğu için onları uyarabilmen için Arapça bir Kitap vahyettik diyor, Mekke ve çevresinin dışında konuşanlar ise Arapça değil farklı dillerde konuşuyorlar, peki onları uyarmak için Allah resulü onlara yazdığı mektupta vahyin niteliğini nasıl bildirdi? Arapça mı? kendi dillerinde mi? Allah resulü mukavkısa, necaşiye, kisraya, imparatora gönderdiği mektupların niteliği nedir?
Peki ya onlardan birisi müslüman olsaydı, onlara arapça mı namaz kıldıracaktı?
13/Rad 37 İşte biz o Kur'an'ı Arapça bir hüküm kaynağı olarak indirdik. Eğer sana gelen ilimden sonra onların keyiflerine uyarsan, Allah'tan sana ne bir dost nasip olur ne de bir koruyucu.
İşte size anladığınız dilde bir hüküm kaynağı, anlamıyormusun? anlamıyorum diyemezsiniz, İlmim yoktu diyemezsiniz çünkü sizin dilinizde indirildi kuran deniyor. Peki tercüme yasaklanmış ise namazda bu ayetin nasıl muhatabı olacağız biz? tercüme tam yerini tutmuyorsa bu okuduğumuz şey nedir?
39/Zumer 28 Bunu, eğri-büğrüsü olmayan Arapça bir Kur'an olarak indirdik ki, korunup sakınabilsinler.
Ya bizim okuduğumuz eğrisi büğrüsü olan bir dilde ise? bize okunan, bizim okuduğumuz bize eğri büğrü geliyorsa? kim bize kuranın eğrisi büğrüsü olmayan bir türkçe ile okunmasını engelliyor? Arapça kuran bizi nasıl koruyup sakındıracak? Namazda yasak türkçesi namaz dışında niye yasak değil? çünkü tercüme olmazsa dinde olmaz, birisi bizi bu dini tercüme etmeli de ondan,
Düşünsenize ne kadar garip bir şey bilmediğiniz dilde ibadet etmek, bilmediğiniz dili şifa diye mırıldanmak, namaz sana nasıl şifa olacak? nasıl seni kötülüklerden koruyacak? yatıp kalktın diye mi?
namaz seni kurana muhatap kılacak, kurandan ibret alacaksın, öğüt alacaksın, uyarı alacaksın, hikmet alacaksın, Allahı hatırlayacaksın, Allah sana hatırlatacak, Dua edeceksin, Allahı çağıracaksın, Allahı davet edeceksin, maddi ve manevi yaralarını dile getirecek Allahtan şifa dileyeceksin, dua sayesinde kendini bileceksin, zayıflıklarını kendine dikte edeceksin, bilinçaltına kaydedeceksin ve namaz sana şifa olacak, namaz seni fahşadan koruyacak
Ancak tüm bunlar için mırıldandıklarını ANLAMALISIN, anlamazsan olmaz, Namazı sevemezsin, Namaz gözünün nuru olmaz, namaz seni paklamaz, namaz seni korumaz, korunamazsın, sakınamazsın
16/Nahl 103 "Ona bir insan öğretiyor" biçimindeki sözlerini elbette biliyoruz. Amaçladıkları kişinin dili yabancıdır, bu ise apaçık Arapça bir dildir.
Burada tam tersi bir durum var, Kuran apaçık bir Arapça olarak indi, fakat şimdi Kuranın amaçladığı kişinin dili yabancı, çünkü Kuran Arabistanın dışına taştı, Mekke ve çevresinin dışına taştı, Yabancılara, Acemlere, Türklere apaçak kendi dillerinde bir kuran bir okunan gerek, bu kadar basit
20/Taha 113 Biz onu işte böyle, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onun içinde tehditleri türlü ifadelerle sıraladık ki korunabilsinler, yahut da Kur'an onlara yeni bir hatırlatıcı/hatırlatma sunsun.
Tehditler ve türlü ifadeler anlamsız Türkçeye çevrilene kadar, türkçeye çevrileler ki korunabileyim, yoksa Kuran/Okunan bize nasıl bir yeni hatırlatma/uyarı/ikaz/ibret olabilir ki? zaten bana bir zikir olmazsa hatırlatma/uyarı/ikaz/ibret/öğüt olmazsa benim için Kuran/Okunan olamaz ki değil mi? Kuran öyle bir şeyki bunları bana sunsun, hangisi sunuyor ise bana Kuran odur, bu kadar basit
41/Fussilet 3 Bilen bir topluluk için, Arapça bir Kuran olarak ayetleri açıklanmış bir kitaptır.
Ya bilmeyen bir topluluk için? Bilmeyen bir topluluk için ayetleri açıklanmalı değil mi?
Kuran bana açıklanmış olan kitaptır, bana anlamı açık olmayan bir kitap nasıl kuran olabilir ki? okusam ne olur? okumasam ne olur ki? ikiside bir öyle değil mi? bu kadar basit
43/Zuhruf 2,3 O ayan-beyan bilgi veren Kitap'a yemin olsun ki, Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.
Ya akıl erdiremiyorsak? Ya arapça olduğu için akıl erdiremiyorsak? Türkçe olsaydı akıl erdirebilecektik, kim tercümeyi yasaklamanın hesabını verecek? kim bize bu akıl tutulmasının hesabını verecek? kim kuranın/okunanın akıl ile arasının kesilmesinin hesabını verecek?
41/Fussilet 44 Onu yabancı dilde bir Kuran kılsaydık, "Onun ayetleri açıklanmalı değil miydi?" diyeceklerdi. İster yabancı dil, ister Arapça olsun/Araba yabancı dilde mi?, de ki, "O, inananlar için (dilleri sözkonusu olmaksızın) bir rehber ve şifadır. İnanmıyanların ise kulaklarında ağırlık vardır. Onlara sanki uzak bir yerden sesleniliyor gibi onlara kapalıdır.”
İşte bu ayet bütün tartışmaları bitiriyor, Namazda bana okunan yabancı bir dilde ve ben de diyorum ki Onun ayetleri açıklanmalı değil mi idi?
Bunu da ben demiyorum, kendimden demiyorum bana Allah dedirtiyor
İster yabancı dil olsun (mesela Türkçe, mesela ingilizce, mesela farsça, mesela çince) ister Arapça olsun
Diyorum ki O okunan kuran yada tercüme inananlar için bir rehber bir şifadır
VARMI ŞİMDİ KİMSENİN DİYECEĞİ?
VARMI KULAKLARINDA AĞIRLIK OLAN, DUYMAYAN,
BEYNİNDE AĞIRLIK OLAN, ANLAMAYAN
Yoksa sizede çooook uzak bir yerden sesleniliyor gibi hala kapalımısınız Fussilet 44 e?
Şimdi kimin namazda/mihrabda-harp hazırlığında/ruhi eğitim ibadetinde "inananlar için bir rehber ve şifa" olan anlaşılır bir kurandan mahrum bırakacak gücü vardır? sözü vardır?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder