4 Aralık 2011 Pazar

3 aralık yatsı FATİHA SURESİNİN ZİHNİ İNŞASI 47

HESAP VAR
fatiha suresi zihinlere din gününün malikinin bir gün kendilerinden hesap soracağı bilincini verir, yaptıklarının yapacaklarının getirisini-götürüsünü yani muhasebesini yapabilen zihinler oluşturur.

Bu konuyu tefsirinde şöyle açıklar Şaban PİRİŞ ;


O, hesap gününün hakimidir:
Kıyamet gününün ikinci sahnesi olan hesap günü, insanların yaptıklarını değerlendirecek olan, onlara ceza ve mükafat verecek olan tek hakim Allah'tır.
Bu ifade dünyada yaşadığımız hayatı hangi ölçüye göre yaşamamız gerektiğini, sonucu göz önünde bulundurarak tercih etmemizi hatırlatıyor.
Allah, hesap gününün hakimidir.
Yani, O gün, kendisine hesap vereceğiniz Allah'a nasıl hesap vermek istiyorsanız öyle yaşayın!
Bu hatırlatmadan sonra, mü'min bir kulun dua bölümü başlıyor.
Bu mü'min kul, Alemlerin Rabbini tanıyor ve O'nu sahibi, hakimi olarak kabul ediyor.
O'nun ne kadar çok merhametli olduğunu bildiği ve hesap gününde de O'na, verdiği nimetlerin karşılığında teşekkür görevini yerine getirmiş olabilmek için O'na şu sözü veriyor ilk önce:
"Yalnız sana kulluk eder,Yalnız senden yardım dileriz."
Bu söz, gayet açık ve kesin bir sözdür.
Mü'min hiçbir zaman bu sözden dönmez.
Allah'tan başkasına kulluk etmez, Allah'tan başkasına teslim olmaz. Allah'tan başkasını otorite olarak tanımaz.
Allah'tan başkasını rab olarak benimsemez.
Mü'minin tamamen bağlı bulunduğu tek merci Allah'tır.
Mü'min, Allah'tan başkasına yönelmez, kulluk ve dua etmez.
Allah'tan başkasından yardım dilemez.
Eğer Allah'tan başkasına el açar, dua ederse, Allah'a verdiği sözüne ihanet etmiş olacağını bilir.
Mü'minler, hakimiyetin kayıtsız şartsız Allah'ın olduğunun bilincinde olarak O'ndan, nasıl bir yolda yürümesi gerekiyorsa o yolu göstermesini isterler.
Dosdoğru yolu göstermesini, cennet nimetlerini kazananların yolunu göstermesini niyaz ederler.

Hesap gününde pişman olmayacakları bir şekilde yaşamak için ne yapılması gerektiğini açıklayan hidayeti, kılavuzu isterler.
Allah'ın gazabına uğrayanların ve yolunu sapıtmışların akibetine uğramamak için Allah'a dua ederler, "dosdoğru yolu bize göster!" derler. Allah'u Teâlâ da Mü'min kullarının, kendisinden korkan kullarının bu duasına cevap olarak,
onlara Kur'an'ı verir.
Onların duasını kabul eder ve şöyle buyurur:
"işte bu kitap (Kur'an), onda hiç şüphe yoktur ki görmedikleri halde iman eden, namaz kılan, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayan muttakiler için, Allah'tan korkan kullar için kılavuzdur."
işte Fatiha'dan sonra gelen Bakara sûresinin ilk ayetleri böyle başlar.
Kur'an, mü'minlerin hiç bir zaman göz ardı edemiyeceği, kendisinden vazgeçemiyeceği, kurtuluşa ulaşmalarının tek pusulası olan bir kitaptır. O'na tabi olanlar kurtuluşa erecektir. O'nu tanımayanlar, O'na uymayanlar hüsrana uğrayacaklar, pişman olacaklardır.
Fakat o pişmanlık bir fayda sağlamayacaktır.

Hiç yorum yok: