8 Eylül 2011 Perşembe

9 eylül akşam - secde - Esma Sayın Ekerim


Secdeye kapanılır. 
Secde boyun bükmüş, teslim olmuş, her kapıyı kapatıp, bir kapıya müracaat etmiş olanların ilticasıdır. 
Secdenin gıdası tevbe, takva, iltica ve gözyaşıdır.
Secde; aşk ve yakınlık makamı, makamların en yücesi… 
Secde, kişinin en şerefli ve duyularının hepsinin bir arada bulunduğu uzvu olan yüzünü Yüce Allah’ın huzurunda toprağa sürmesidir. 
En güzel namaz, alt şuur seviyesinden en üst şuur seviyesine kişiyi taşıyan namazdır. 
Bu noktada Allah’a duyulan saygı ve sevginin bedenen ifade edilişinde esas olan, boyun eğip teslim olunarak saygı gösterilenin huzurunda kıyam, rükû ve secde şeklinde birbirini takip eden yakınlık mertebelerini aşmaktır. 
Bu duruma göre kıyam duruşu, Allah’a saygı ve sevgi gösterilişinin ilk aşaması, rükû ikinci aşaması, secde ise Allah’a sevgi ve saygı hislerinin gösterilişinin en ileri aşamasıdır.

Secde, kişinin ruhsal, zihinsel ve duygusal anlamda Allah’a en çok yaklaştığı, kalbinin yüce mertebelere ulaştığı andır. Bu durum Kur’ân’da “Secde et ve Allah’a yaklaş.” ayetinde ifadesini bulmuştur.

İnsan namazda kıyamda iken dikey, rükûda yatay bir halde bulunur. Secdede ise başı yerdedir. 
Secde halinde iken insan, Allah’a azamî derecede yaklaşır. 
Secde vaziyeti insanın Rabb’ine en yakın olduğu haldir. 
İnsan Allah karşısında maddî olarak ne kadar eğilir ve küçülürse, manen o nispette büyür ve yücelir.
Secde kalbin tevazuu, ruhun yücelişidir…
Esma Sayın Ekerim

Hiç yorum yok: