Sonsuzun eşiğine var secdenle...
Secde şah damarı yakınlığının da berisinde bir buluşmadır Rabbinle.
Söyleyemediklerini/söze dökemediklerini bin suskunun kâsesinde yakarışa süzer secde.
İçinin de içinde sakladıklarını yüreğinin odacıklarında susturduklarını dile dökmekten utandıklarını mahcubiyetinin kuyusunda uyuttuklarını gafletinin göz kapakları ardında rüyaya yatırdıklarını hiç bitmez telaşlarının dağıtıp savurduklarını sıcacık bir yakınlığın içten bir teslimiyetin sayfasında hiç duymadığın duysan da anlayamayacağın bir dua eyler.
Alnının değdiği yer kadar elle dokunulurdur artık teslimiyetin.
"Sübhane Rabbiye'l-A'la" ifadesine emanet edersin kanayan sızılarını ağlayan yakarışlarını konuşmaya korkan arzularını yüz üstü bıraktığın özlemlerini.
O ki Sübhan'dır; düşeceğin bütün karanlıklardan ayağını çekecektir.
O ki Sübhan'dır; korktuğun cümle zulümlerden bedenine kurtuluşlar sunacaktır.
0 ki Sübhan'dır; titrediğin ürktüğün bütün yalnızlıklardan kalbini inşirahla sevindirecektir.
0 ki Sübhan'dır; omzuna yük ettiğin ruhunu ezdirdiğin tüm ağırlıkları taze bahar kelebekleri gibi ılık ikindi yağmurları gibi hafifletip ellerine ve alnına konduracaktır.
O ki Sübhan'dır; alnın gibi varlığın da toprağa değdiğinde seni yalnız bırakmayacak senin yalnız bırakmaktan korktuklarını da ebedî bahçelerde buluşturacaktır.
0 ki Sübhan'dır? secde seni yakınlığına kabul ettiği gibi kutsî cemâlinin eşiğinde dost bildiklerinin yanında seni ebediyyen ağırlayacaktır.
Secde varlığın başköşesine taşır seni. Sonsuzluğun eşiğinde tutar seni.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder