Elini bağlamakla kötülükten çekiliyorsun.
Dünya telaşının nabızlarını ne kadar da kuvvetli alıyorsun.
Öyle bir rüya ki dünya, içinde uykunu da uyanıklığını da kaybetmişsin, uyanmaktan korkuyorsun.
Rüyasında gördüğü rüyayı anlatan adam gibi,
kendini uyanık sandığın yerde uykunun en derin yerindesin.
Kendini burada kalmaya razı etmişsin, şimdiye razı olmuşsun.
Ötesine gönlün de gözün de kapalı.
İşte şimdi, dünya telaşını ellerinle geriye atıp tekbir getiriyorsun.
Büyük bildiklerinden de büyük olanın huzurunda kaygılarını küçültüyorsun,
telaşlarını durultuyorsun,
korkularını dağıtıyorsun.
Sağ elini sol elinin üzerine koyup şerden el çekip hayra uzanıyorsun,
yokluktan yüz çevirip varlığın kalbine akıyorsun.
Varlığın göğsünde cılız bir nefes kadar hafifliyor,
sadeleşiyorsun.
“Subhaneke” fısıltısında, sonsuz gürültüler ortasında,
bitmez telaşlar arasında, meyvesiz koşturmalar sonrasında
Seni işiten, en ince sızılarına, en gizli arzularına kulak veren Rabbinle tanışıyorsun
Senai Demirci
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder