14 eylül yatsı - Geceler, gözyaşları ruhun inceliğidir

Geceler, ruhsal, bedensel ve zihinsel zenginlikler ile dolu olan zaman dilimleri…
Maddi ve manevi gizlenmeyi arzulayanlar için önemli bir siginak…
Oluslarin ve erislerin yasandigi evrene giydirilmis mutluluk ve nimet giysisi…
Mahremiyeti koruyan sir perdesi…

Insanin kalp ve ruh yükselisine etki eden geceler, edebiyatta, tasavvufta en güzel sekilde ele alinmis islenmistir. Tasavvuf ehlinin büyük bir kismi gecelerin önemi üzerinde durmustur.
Mevlana: “Geceleri yürü, gecenin sirlari sana yol gösterir. Gönül aska, gözler uykuya dalinca sabaha kadar sevgilinin güzelligi ile bas basa kalinir…

Ruhlar yüksek derecelere geceleri ulasir, amaçlar gerçeklesir. Gecenin önemini anlayanlar, gündüz gibi aydinlik bir gönüle ulasir..”
Hak asiklari için bir vuslat özelligi tasiyan geceler degerini bilmeyenler için de aldanis saatleri olarak geçirilse de geceler ilahi azaplardan kurtulus için en önemli iltica zamanlaridir.
Geceler Ganimettir;

Olgunluga erismis insanlar için geceler, içindeki sessizligi ve fazileti bakimindan ganimettir. Bu ganimetin önemini bilenler, gece yarisindan sonraki saatleri degerlendiren davranislar sergiler. Tüm canlilarin dinlenmeye çekildigi, evrenin sessizlige ve sukunete dönüstügü bu saatlerde, yaratilisinin sirlari dogrultusunda ibadet etmek, dua etmek hakka iltica etmek her inanan için büyük bir ganimettir. Geceleri ve seherleri uyanik geçirmek, her kes uyurken uyanik olmak, rahmet iklimine girmek sevgi ve merhamet meclisine girenlerden olmak, rahatligin sinirlari içinde kalmamak güzel bir davranis biçimidir.
Geceler Duadir;

Geceler Rabbimize siginma O’na el açma ve dua saatleridir. Hayati gece ve gündüz olarak görmek gerekir. Gündüzleri anlamsiz, duyarsiz ve tembel olarak geçirmek hatali oldugu gibi, geceleri de uyku ile geçirmek ilahi feyizden, ruhaniyetten uzak olarak yasamak da yanlistir. Bir yaz bulutu gibi gelip geçen dünya hayati, ahiret endisesi yasanmadan geçiriliyor ise bu, gündüzü aksamsiz olarak düsünmek demektir.Geceleri yapilan dualar ihmal edilmemeli, gecelerin esrarindan feyiz yagmurlarindan yararlanmak dua ile geceleri ihya etmek böylesi aliskanliklari edinmek önemli bir davranistir. Efendimiz: “Bes gece vardir ki, onlarda yapilan dualar geri dönmez, kabul olunur: Receb’in ilk gecesi, Saban’in yarisi gecesi, Cuma gecesi, Ramazan Bayrami gecesi, Kurban Bayrami gecesi..” (Camiu’s-Sagir)
Geceler Zikirdir;

Gecenin siyah bir örtüye büründügü ve her seyin derin bir sessizlige dönüstügü saatlerde, tatli ve yumusak yataklarini sadece Allah rizasi için terk ederek ilahi huzura yalnizca sevgilerinden dolayi O’na yakinlasmayi arzulayanlar için geceler zikir geceleridir.
“Beni zikredin ki, ben de sizi zikredeyim” (Bakara-152)
“Dünya mali ve çoluk çocuk, insani Allah’in zikrinden alikoymamalidir.” (Münafikun-9)
Gece zikirleri, sevgili ile bulusup sohbet etme saatleridir. Rahman ikliminde zikredenlerin meclisine katilma zamanlaridir. Gecelerde ve seherlerde yapilan zikir ile kalpler mutluluk ikliminde huzur bulur. Huzuru bulmak isteyenler gecelerin degerinden yararlanmalidir.
Geceler Secdedir ;

Secde, kulun her türlü zorlamalarin disinda inanarak isteyerek Allah’a yakinlasmasidir. O’na inanarak yakin olmayi istemektir. Secde, Allah’a olan saygi ve teslimiyettir. Secde Rabbimizin büyüklügüne ve buyruklarina gönülden inanma ve O’na en yakin olma faaliyetidir.
“Görmedin mi ki, gerçekten göklerde ve yerde bulunanlar, günes, ay ve yildizlar, daglar, agaçlar, hayvanlar ve insanlarin birçogu hakikaten Allah’a secde ederler.” (Hac-18) Bu ilahi mesaji bilenler husu içinde secde eder, O’na secde etmekten büyük heyecan duyar. Özellikle gecelerin anlam yüklü saatlerinden yararlanarak secdelerini ihmal etmez O’nun genis rahmetine siginirlar.
Geceler Düsüncedir;

”Akil sahipleri ayakta, oturarak ve yanlari üzerine yatarken Allah’i zikrederler, göklerin ve yerin yaratilisi üzerinde düsünürler” (Ali Imran-191)
Düsünce geçmis ile gelecek arasinda baglanti kuran, sikintilarin giderilmesi, bilinmeyenlerin açiklanmasi yolunda oldukça degerli erdemdir. Bilinenden bilinmeyene dogru atilan zihinsel atilimdir. Zihnin olaylari belirlemesi ve yorumlamasidir. Düsünce insani her türlü kuskudan, korkudan koruyan ve hayati anlamli kilan güçtür. Insanin degeri düsüncesindedir. Insan düsünce ile gelisir, düsünceleri ile deger kazanir. Düsünce paylasildikça artan hazinedir. Bilgiden ve düsünceden uzak yasamak hayatin anlamini kavramamak ve vakit kaybetmektir.Hayati zorlastirmadan, severek özellikle geceler ile dost olarak yasamali. Gündüzlerin insasi için geceleri düsünce ile anlamli kilmali. Gecelerin lütuflarla dolu olugunu unutulmamali. Allah’in bu lutfu karsisinda isyan eden karamsar ve mutsuz kimseler olarak degil, O’nu hatirlayan sabreden, sükreden ve her türlü olumsuz sartlara ragmen gecelerini düsünenler olarak yasamali.
Geceler Ilhamdir;

Erenlerin, sairlerin, sevenlerin ve Allah’in hosnutlugunu kazanmak isteyen seçkin kullarin yüksek degerlere ulastigi, aydinlandigi, donandigi saatlerdir. Imam Buhari, gecenin bir vaktinde uyanir, lambasini yakar, hatirina gelen yararli düsünceleri yazmakla mesgul olurdu. Bu aliskanligini pek çok gece defalarca yerine getirirdi. Imam Muhammed, gecenin ilhamindan yararlanip az uyur ve yataginin yaninda degisik türden kitaplarini koyar, uyandiginda onlari okur, notlar alirdi. Büyük müfessir Alûsi, yazim islerinin büyük bir kismini gece yazardi.
Merhum Hasan El Benna: “Gecenin dakikalari degerlidir, gafletinizle onu degersizlestirmeyin.” Gelecegini ve gündüzlerini aydinlik dolu geçirmek isteyenler, ilham gecelerine siginmali onun derin sirlarindan ve güzelliklerinden yararlanmasini bilmelidir.
Geceler Gözyasidir;

Gözyaslari, insani duygulandiran farkli dünyalara götüren önemli ve etkili damlalardir. Gönülden gelen duygularin görülen isaretleridir. Gözyaslari ruhun inceligidir. Kalpten inanmanin kalp inceliklerinin canli tanigidir.
“(Onlar) Aglayarak yüzüstü yere kapanirlar. Bu onlarin saygisini arttirir.” (Isra-109)
“…Onlara, Rahman’in ayetleri okundugu zaman aglayarak secdeye kapanirlardi.” (Meryem-58)
Efendimiz: “Benim bildiklerimi bilseydiniz az güler, çok aglardiniz.” (Buhari)
“Allah katinda damlayan iki seyden daha sevimlisi yoktur. Bunlar Allah için dökülen gözyasi ve sehit kanidir.” (Tirmizi) buyuran efendimizin, gece ibadetlerinde gözyasi döktügü bilinmektedir.
Geceler Siirdir;

Yasanan pek çok güzellikler, sevgiler, acilar, sevinçler ve duygular siirle dile getirilir ve pek çok sikintilar siirle giderilir. Siirsiz bir yasam insana sikinti verir. Siir, güzelligin kendisidir. Sairler siirlerinin büyük bir kismini gecelerde veya seher vakitlerinde yazmislardir. Onlar siirleriyle halkin tutkularini, umutlarini, duygularini, sevgilerini ve isteklerini seslendirir. Siir sevdalilarinin ruhlarina kum taneleri degil gerçek tohumlari ekerler. Siirin bu atmosferinden esinlenerek etkilenenlerin geceleri farklilasir. Güzel konusmanin ve yazmanin temelinde siirin etkisi büyüktür. Siir, böylesi güzellikleri kullanmada önemli bir sanattir.
Geceler Ihlas Okuludur;

Geceler sicak yatagi terk edip huzura ihlas ile durma saatleridir. Gecenin sessizliginde Mevla’nin huzurunda ihlas ile secdeye kapanan kimselerin niyetlerindeki samimiyet gecelerde daha net belirginlesir. Büyük gönül dostu Abdülkadir Geylaninin: “Gizli halinde dürüst olursan, insanlar önünde daha anlasilir olursun” Amaci, niyeti karmasik kisilerin hayata bakislari ve olaylari yorumlamalari da karmasiktir. Davranisin düzgünlügü kalbin düzgün olmasina baglidir.
Geceler Ölümün Provasidir;

Gecelerin girisiyle artik günün dekor ve ahengi degisir. Günün çalismalari ile yorulan bedenler ve sinirler, gecenin serin karanliklarina, teselli pariltilarina teslim olur. Gökyüzündeki salkim salkim yildizlarin muhtesem görüntüsü altinda gece sarayinda huzurla düsünmeye ve dinlenmeye baslar. Zorunlu bir gevseklik bedenleri ele geçirerek rahat yataklara uzanma arzusu belirginlesir. Insanla birlikte esya, kainat ve her sey siyah gecenin sessizligine bürünür. Sanki dünya bir mezarlik, insanlar birer ölüye dönüsür. Herkes yerde ve her sey uykuda, uyku ölümle kardes olur…

Bedenlerin dinlendigi, ruhlarin ulvi makamlara yüceltildigi, gizemlerle dolu Leyl-i Beyza’ ya kavusmayi arzu edenlere ne mutlu…

Ahmet Çaglayan