besmele hayatın her alanındadır, bu konuyu Yeni anlayışın ışığında isimli tefsirinde müfessir Bayraktar BAYRAKLI şöyle açıklar;
Besmele:
1. Rahman-rahim olan Allah'ın adıyla.
Besmele, Kur'an'ın ayetlerinden biridir. Fatiha suresinin ilk ayetini teşkil etmektedir. Hz. Nûh da (bismillahi) ifadesini kullanmıştır:
(Nûh dedi ki: "Gemiye binin; onun gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim, çok bağışlayan ve çok acıyandır"). [Hud/41] [62]
Besmelenin İşlevi:
Bu ayet bize, kainattaki olayların Allah'ın ismi ile hareket ettiğinin kanununu göstermektedir. Geminin gitmesi ve durması; işlerimizin yürümesi, çözümlenmesi ve yol almasının Allah'ın ismi ile olduğuna işaret eden bu ayet, işlerin durulmasının da O'nun sayesinde olduğuna dikkat çekmektedir. Bu takdirde ayetteki ism kavramı, Allah'ın iradesini ve kudretini ifade eder ve neden besmele ile başladığımızın da bilincini kazandırır.
İsti'aze ile Allah'a sığınıyor, besmele ile de O'ndan işlerimizi yürütmesini istemiş oluyoruz. Böylece 'besmele', Allah'ın yardımını eyleme dönüştüren ifadenin adıdır. Ama Hz. Nuh hangi kelimelerle besmeleyi ifade etmiştir? Bize göre, onun ifadesini Yüce Allah levh-i mahfuzda Kur'an diline çevirerek bize göndermiştir. Daha sonra besmeleyi, yani “Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim” ayetini Hz. Süleyman Hüdhüd kuşuyla Belkıs'a gönderdiği mektupta kullanmıştır:
(Mektup Süleyman'dandır. Rahman-rahim Allah'ın adıyla). [Neml/30]
Hz. Süleyman da, mektubuna iki devletin arasındaki ilişkileri Allah'ın yürütmesi bakımından, Hz. Nuh gibi besmele ile başlamıştır. Hz. Nuh, Geminin gitmesi ve durması Allah'ın adıyladır demiş, Hz. Süleyman ise iki devletin arasındaki işlerin yürümesinin Allah'ın adıyla olacağına işaret etmiştir. Hz. Süleyman besmelenin ardından, (Bana baş kaldırmayın, teslimiyetle bana gelin) [Neml/31] demiştir.
Demek ki onların teslim olmaları da olmamaları da Allah'ın kudretiyle olacaktı.
Hz. Nuh ve Hz. Süleyman'la ilgili ayetlerden hareketle şu değerlendirmeyi yapabiliriz: Tabiat olayları da, sosyal olaylar da Allah'ın adıyla yürür; kul ister, Allah yaratır. Demek ki, besmele, kulun iradesi ile ilahî iradenin kesiştiği noktaya işaret etmektedir.
Daha sonra besmele, Hz. Peygamber'e indirildi. Hira mağarasında gelen Alak suresinin ilk beş ayetinin ilkinde yer aldı:
(Yaratan Rabbinin adıyla oku!) [Alak/1]
Okumaya besmele ile başlama emri, Kur'an'da ilk defa bu ayette yer almaktadır. Nahl/98 ayeti, Kur'an okumaya e'ûzu (isti'aze) ile, Alak/1 ayeti ise besmele ile başlamanın zorunlu olduğunu göstermektedir.
Üç peygamberle ilgili besmeleden şu anlamlan çıkartmak mümkündür: Hz. Nuh'un besmelesi, tabiat olayları ile; Hz. Süleyman'ınla sosyal olaylarla; Hz. Muhammed'inki ise, öğretim faaliyetiyle ilgilidir. Böylece, okumanın, yani öğretim faaliyetinin verimli yürümesinin Allah'ın adıyla olacağı, bütün bu faaliyetlerin Allah'ın adıyla yürüyeceği gerçeği insanlığın hayatına sokulmuştur.
Besmele ile bir işe başlayan insan, işini verimli, olumlu ve faydalı bir şekilde ancak Allah'ın yürüteceğini itiraf etmekte ve bunu bir dua şekline dönüştürmektedir. Demek ki besmele her şeye hareket veren bir güçtür, ya da o gücün bütün hareketleri kontrol etmesidir. İnsanın ağzından dökülen o harf ve kelimeler, ilahî iradeyi ve gücü; tabiat, sosyal ve öğretim olaylarıyla birleştirmektedir. Önemli olan, besmelenin ağızdan dökülürken gönülden gelmesidir. [63]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder