24 Temmuz 2011 Pazar

25 temmuz sabah namazı - Senin lisanın ile kolaylaştırdık



فَإِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Fe innemâ yessernâhu bi lisânike leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne).
1.fe innemâ: ancak, işte böylece
2.yessernâ-hu: onu kolaylaştırdık
3.bi lisâni-ke: senin lisanın ile
4.lealle-hum: umulur ki onlar
5.yetezekkerûne: tezekkür ederler

Bugünkü yatsı namazımda Duhan suresini denk geldi mealde sureyi sonuna kadar okudum 58. ayet yani sondan ikinci ayet düşüncelere daldırdı yine

İşte böylece öğüt almaları umudu ile/öğüt alırlar diye, Biz onu (Kuranı) senin lisanın ile kolaylaştırdık

Allahın maksadını ne güzel anlatıyor ayet
Allahın Kuranı göndermesindeki maksadı  öğüt alınsın
Allahın Kuranı Arapça göndermesindeki maksadı kolaylaştırmak

Peki ya biz ne olacağız?
İnsanları kavim kavim yaratan Rahmanın Arapça bilmeyen kulları ne yapacak?
Allah Onlar namazda öğüt almasalarda olur mu der/diyor sizce?
Allah Bizim öğüt almamızı zorlaştırır mı sizce?
Allah bizim öğüt almamızı kolaylaştırmamıza yani namazda meal okumamıza kızar mı sizce?
Allah Araplara kolaylık diliyor da Türklere zorluk mu diliyor sizce?

Sizcede bu ayetle kıldığımız namazlar çelişmiyor mu?

1400 yıl evvelinden süzülüp gelen namaz sizce Kurana uyumlu kodlarla mı gelmiş?

Namaza kıydılar, namazı yok ettiler, Bize kıydılar
Namazı zorlaştırdılar, Allah kolaylaştırmak dilerken
Namazdan öğüt almayı kaldırdılar, Allah öğüt almamızı umarken

Namazlara kıymayın efendiler, Namazlar adam öldürmesinler
Namazı zorlaştırmayın efendiler, Zor namazlar adam öldürür
Namazı boşaltmayın efendiler, Boş namazlar adam öldürür

Günde 5 vakit Kuran çiçeğinin arısı olacaktık
Kuran çiçeğine konacak, Kurandan bal derecektik
Bizi özden ayırdılar, bize zorlaştırdılar, bize yasak kıldılar

Fahşadan korumuyor diye suçu namaza attılar, bize attılar
Halbuki Allahın birleştirilmesini/ulaştırılmasını/vasıl olmasını emrettiği iki şeyin arasını onlar ayırdılar

وَالَّذِينَ يَصِلُونَ مَا أَمَرَ اللّهُ بِهِ أَن يُوصَلَ وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ وَيَخَافُونَ سُوءَ الحِسَابِ
Vellezîne yasılûne mâ emerallâhu bihî en yûsale ve yahşevne rabbehum ve yehâfûne sûel hisâb(hisâbi).
1.ve ellezîne: ve o kimseler
2.yasılûne: ulaştırırlar, vasıl ederler
3.mâ emerallâhu (emre allâhu): Allah'ın emrettiği şeyi
4.bi-hi: ona
5.en yûsale: ulaştırmak
6.ve yahşevne: ve korkarlar, huşû duyarlar
7.rabbe-hum: onların Rab'leri
8.ve yehâfûne: ve korkarlar
9.sûe el hisâbi: kötü hesap

Birleşmesi gereken Kuranın manası ile gönül/zihin iken
Kuranın manası ile Arapçayı birleştirdiler
Kuranın manası ile Namazı ayırdılar
Allahın ona ulaştırılmasını emrettiği şeyin ona ulaşmasını engellediler
Kolaylaştırmadılar, zorlaştırdılar

Rab olan Allah anlaşılsın/kolaylaşsın diye manayı Arapçayla ördü
Birileri manayı değilde aracı/kolaylaştırıcıyı kutsadı da
Namazda Kuran ile akıl arasına Arapça duvar ördü
Kurana değil Kuranın örgüsüne/kılıfına talip oldular

İşte böylece öğüt almaları umudu ile/öğüt alırlar diye, Biz onu (Kuranı) senin lisanın ile kolaylaştırdık
Ya bana kolaylık? Ya benim lisanım? Hiç acemce olur mu?
Daha ne desin Allah?, nasıl anlatsın Kuran?,
Buzağınızı kesme zamanı gelmedi mi artık?

Halamı akletmeyeceksiniz?

Akledebileceğiniz, Öğüt alabileceğiniz, kolay namazlar dileği ile

Esselamu Aleyna

Hiç yorum yok: