Namaz Allahla kulun konuşmasıdır
Duamız olmazsa Allahla nasıl konuşacağız namazda?
Dua diye sünnet dua denilen peygamberimizin Allaha duasını tekrarlarsak biz nasıl konuşacağız namazda?
Namazda bize dayatılan dualar bellidir, subhaneke, ettehiyatu, Rabbena atina
Hiç kimse bize istediğiniz duayı edebilirsiniz demedi
Allah bize duanız olmasa Rabbin sana ne diye kıymet versin dedi
Bize namazda kendi duanızı edemezsiniz dendi
Kendi duamızı arapça bilmediğimizden dillendiremedik
Türkçe dua reformculuk ilan edildi, kafirlik ilan edildi dua edemedik
Ve biz Allahla konuşamadık
Ya Allah bizimle nasıl konuşacak namazda?
Vahiyle seslenecek idi bize
Kuranla seslenecek idi bize
Ancak biz arapça bilmiyorduk
Bize kuran tercümesini yasakladılar
Peygamberimiz serbest bıraktı, İmamı azam Ebu Hanife serbest bıraktı, Allah serbest bıraktı
Birileri bize yasakladı
Birileri bize kuranı yasakladı, vahyi yasakladı
Birileri bize Rabbimizi yasakladı namazda
Birileri bize Rabbimizin seslenmesini yasakladı namazda
Ve Rab bize seslenemedi namazda
Ve dedilerki namaz Allahla kulun diyaloğudur
hikaye, masal, yalan
iki tarafada konuşmak yasaklandı namazda
Ne Rabbimiz bizim gönlümüze, zihnimize seslenebildi
Ne biz Rabbimize gönlümüzü, zihnimizi açabildik
Bir takım hareketler yaptık, mırıldandık
Namaza kıydılar, diyaloğu kuramadık
Bırakın onu bunu Allaha yönelin ve namaz kılın
Namazda gönlünüzce dua edin Allahın size verdiği lisanla
Namazda Kuranın Allahın size verdiği lisana tercümesini okuyun
Size Kuranıda veren O, konuştuğunuz lisanıda veren O, namazıda emreden O
Haydı konuşmaya
Haydi diyaloğa
Haydi namaza
Esselamu Aleyna
bu yazıyı yazdıktan sonra kıldığım namazda meali rastgele açtım, şura suresiyle seslendi Rabbim buyrun.
7- İşte Biz sana, böyle Arapça bir Kur'an vahyettik; şehirlerin anası (olan Mekke halkı)nı ve çevresinde olanları uyarman için
(Allahu Ekber, ya şehirlerin anası Mekkenin çevresinde olmayanlar? Onlara kim Arapça kuran dayatıyor? Rabbim açıklıyor işte Arapça vahyetmesinin sebebi Mekke ve çevresindekiler, çünkü onlar arapça konuşuyor, arapça anlıyor, Mekke ve çevresinin dışındakilere Allah mı dayatıyor şimdi Arapçayı? yoksa insanlar mı?, işte Allaha iftira böyle bir şey )
10- Hakkında ihtilafa düştüğünüz herhangi bir şey; artık O'nun hükmü Allah'ındır. İşte Rabbim olan Allah. Ben O'na tevekkül ettim ve yalnızca O'na dönüp-yönelirim.13- O: "Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin" diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten Kendisi'ne yöneleni hidayete erdirir.
(İbrahime Arapça vahyetmediğine göre, Musaya Arapça vahyetmediğine göre, İsaya Arapça vahyetmediğine göre, ve aynı şeyi vahyettiğine göre, demekki vahy farklı dillerde dile gelebiliyormuş, Neden türkçe dile gelmesin vahiy, İbrahime, Musaya, İsaya Arapça vahy dayatılabilir mi? ya da Türkçe vahy dayatılabilir mi? peki ya Türklere Arapça vahy dayatılabilir mi? Kimse bunu Allaha mal etmesin, Allah her kavme kendi dilinde seslenebilir.
Dinde ayrılığa düşmemek Arapça mı mırıldanmakdır?
Şeriati algılamak için ana diline çevirmek, gönülceye çevirmek, zihinceye çevirmekmi dir?
Din Arapça mıdır? Din demek Arapça mı demektir? Din dil midir? din şeriat mıdır, din ahlak mıdır?
Dilde ayrılığa düşmek dinde ayrılığa düşmek midir? O zaman dilleri Allah yaratmadı mı?
Şeriatte, Ahlakda ayrılığa düşmek mi dinde ayrılığa düşmekdir?
14- Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra, yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler. Eğer Rabbinden, adı konulmuş bir ecele kadar geçmiş (verilmiş) bir söz olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Şüphesiz onların ardından kitaba mirasçı olanlar ise, herhalde ona karşı kuşku verici bir tereddüt içindedirler.15- Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki: Allah'ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda "deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)" yoktur. Allah bizi biraraya getirip toplayacaktır. Dönüş O'nadır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder