2 Temmuz 2011 Cumartesi

2 temmuz akşam - FATİHANIN ZİHNİ İNŞASI 14


magdubi aleyhim veleddalin
gazaba uğrayanlar ve sapkınlar kimlerdir
bu konuyu Besairul Kuran isimli tefsirinde Ali KÜÇÜK şöyle açıklar;

Rabbimizden sırat-ı müstakim istiyoruz, ama burada bir is­tis-na yapıyoruz. “Nîmet içinde yüzüp de haktan, sırat-ı müsta­kimden sa-pıp gitmiş, bu yüzden de gazaba uğramış ve dalâlette kalmış in­san-ların yoluna bizi iletme ya Rabbi!”

Kendilerine gazap ettiklerinin ve sapmışların, sapanların, sa-pıkların yoluna değil. Biliyoruz ki; tarih içinde sırat-ı müstakimden iki sapma ol­muştur. Birisi yahudi’nin sapması, öbürüsü de hıristiyanın sap­ması. Biri madde lehine, mânâ aleyhine bir sapma. Mânâyı inkâr ederek, mânâyı, ruhu reddederek materyalistçe bir sapma, diğeri de mânâ lehine, madde aleyhine bir sapmadır. Yâni maddeyi inkâr ede­rek, maddeyi reddederek, mânâcı kesilerek, ruhçu kesilerek bir sap­madır. Bunlardan birincisi yahudi’nin sapması, ikincisi de hı­ristiyanlık dünyasının sapmasıdır. Yahudiler mânâyı, ruhu redde­derek, insanı sadece maddeden ibaret zannederek materyalistçe bir anlayışı ya­sallaştırarak sapmış, hıristiyanlar da insanın mad­desini, bedenini, be­deninin ihtiyaçlarını bile reddederek ayakları yerden kesilmiş, ruhçu bir anlayışın savunucusu kesilerek sap­mıştır.

Bunların birisi ifrat, diğeri de tefrittir. İslâm bunun ikisini de red­deder. İslâm ikisi arasında dengeyi kuran bir dindir. İslâm, Allah’ın di­nidir. İnsanı yaratan, onu herkesten iyi tanıyan Rabbimiz; onun bede­nini de, ruhunu da, bedeninin ihtiyaçlarını da, ruhunun ihtiyaçlarını da inkâr etmez. İnsanın dünyadan oluşan çamur yö­nünü de, Allah’tan gelme ruh yönünü de göz ardı etmeyen bir dindir. Ve İslâm’ın ortaya koyduğu yol, sırat-ı müstakim, bu iki sap­manın ikisini de reddeden bir yoldur.

Bir de bu sapmayı şöyle de anlayabiliriz. Yahudi’nin sapma-sında ilim var amel yok, hıristiyanın sapmasında da amel var ilim yok. Böyle bir sapma. Bu ümmet içinde ilmi olup ta amel işlemeyenler ya-hudi’ye, ilimsiz eğri büğrü amel işleyenler de hıristiyanlara benze­mek-tedir. Ve işte böylece Fâtiha sûresiyle günde en azından kırk defa bu tür sapmalardan ve sapanlardan Allah’a sığınmaktayız. İlimsiz amelden de, amelsiz ilimden de, böylece ortaya konan sapıklıklardan da Allah’a sığınıyoruz.

Hiç yorum yok: