25 Haziran 2011 Cumartesi

26 haziran akşam - kıyamet suresi ile namaz



Nasıl bir mahumiyet yaşadığımızı kıyamet suresinin okunduğu bu video ne güzel anlatıyor.
Mahrumuz biz namazdan mahrumuz
Biz namaz falan kılmıyoruz

Bir çözüm bulunması lazım
Dev bir ekrandan bu videodaki gibi önceden belirlenen metin imamın sesine duyarlı bir elektronik cihaz tarafından akıtılabilir.
İmamın görebileceği bir yerde daha ufak bir ekrandan arapçası meali ile birlikte akıtılabilir.

Ne bileyim ben,
Bir şey yapmalı
Ümmet namazla yeniden kucaklaşmalı
Aralarını ayırdığımız kuran namaz ile buluşmalı
Ayetlerin manaları namazda yürek ile zihin ile kavuşmalı

Bu ayrılık bir şekilde bitmeli
Allahın birbirine kavuşturulmasını emrettiği iki şey arasındaki kesiklik bir şeyler yapılmalı ve giderilmeli

Suyun kavrulmuş çorak topraklara değdiği gibi değmeli Kuran gönüllerimize inmeli
Ancak suyu bulmak öyle zor ki, imkansız çünkü;
Suyu getireni öldürecekler,
Ferhata deli diyecekler,
Ferhatın getirdiği suya zehirli raporu verecekler
Ferhatın künklerini kıracaklar, yerle bir edecekler

Kendi sularını ümmete verecekler
Su öyle bir su ki
Ümmet elini uzatacak, yüzünü uzatacak, dudaklarına değsin diye su
Ancak o su onlara değmeyecek,

Su öyle uzak, öyle uzakta ki!...

Su isteyene o kadar yakın ki!...

Su indi aslında, Su indirildi aslında, Su bize indirildi aslında
Su kılıflandı, üzeri kaplandı, şimdi duvarda askıda

Namaz, o dönemde suyun kurnası idi
Ezan suyun akışının müjdecisiydi
Ümmet arınma evine koşuyordu, suya koşuyordu
Allah resulü ayet ayet ümmeti yıkıyordu, paklıyordu

Onlar şanslıydı
Onlar Araptı, Allah resulü Araptı, Kuran Arapça iniyordu.
Bizler şanslıyız
Teknoloji elimizde, Translatörler elimizde, Ekranlar elimizde, İlahiyatlar elimizde, Yazılımlar elimizde, Donanımlar elimizde
Bizler şanssısız
Kuran bizden alındı, Kuran bizden çalındı,
Kuran 28 kilitli sandığa salındı, kör kuyulara atıldı
Kuran hapis diyenin dilini kesiyorlar
Kuranın ucundan tutanın elini kesiyorlar

Yandım Mevlam su!...
Yağdır Mevlam su!...

Esselamu Aleyna

Hiç yorum yok: