23 Mayıs 2011 Pazartesi

24 mayıs sabah - ezana kulaklarını kapama, ilahi nura gözlerini kapama

Gecenin karanlığı örttü dünyayı şimdi...Perdeler suskunluğa doğru çekildi...Kaldırımlar taşıdığı yükten olsa gerek yorgunluğun resmiydi...Güneşte dünyaya bir hayli sitemliydi...Çünkü ışığı her zamanki gibi olsada dünya her zamanki gibi aydınlanmıyordu....Karanlığın kapattığı dünya ilahi bir nura sancılıydı...Bilmem ki bu kaçıncı geceyıldızların çığlığıydı......


İlerliyordu geceyi arkasına atan saatler...İlerliyordu zaman derinliğe doğru...Ve ilerliyordu yanık gönüller bir serinliğe doğru....Güller sıkıntılıydı üzerlerine siyahın sinmesinden...Kanamak istiyorlardı sonsuz sevdalara doğru...Yakındı vakit oysailerliyordu sevdaya doğru....


Hafif bir koku yayıldı önce...Sardı her tarafı iyice...Evet...!Güller yaşıyordu daha...Ölmemişlerdi...Sevdanın al rengi vardı üzerlerinde yine...Sevdanın vakti gelmişti sanki...Kuşlar zikre çoktan başlamışlardı bile...Hele birde yağmur çişeliyorsa değmeyin güllerin keyfine...Kuşların zikirlerigüllerin kokularıyolların ıslaklığı birleşmişti...

Aslında bunların hepsi "TEK""BİR"`e işaretlerdi...

Tabii nasip meselesiydi...
Doğada bu canlılıklar olurken kimi evler hala karanlıktaydı...
Ve yarılanmış gaflet uykusundaydı...
Gözlere çöken gece sanki kulaklarada çökmüştü...
İlahi çağrının giremediği bir evdi onlarınki...
Ne kötü dimi İlahi nura gözlerini ve kulaklarını kapatmak...
Bir söz olsun bunlara gelsin derinden...
Derim uyanın ne olur artık....Uyanın...
Kabir hayatında yeteri kadar uyuyacaksınız...
Şimdi uyanma zamanı....

Hiç yorum yok: